'33. Akbank Caz Festivali' Cazın Farklı Renklerini Şehre Taşıyor
Avrupa’nın en prestijli caz festivallerinden Akbank Caz Festivali, 23 Eylül-8 Ekim tarihleri arasında bir kez daha şehri cazın efsanevi renkleri ve tınılarıyla buluşturmaya hazırlanıyor.
Avrupa’nın en prestijli caz festivallerinden Akbank Caz Festivali, 23 Eylül-8 Ekim tarihleri arasında bir kez daha şehri cazın efsanevi renkleri ve tınılarıyla buluşturmaya hazırlanıyor. Festival konserlerinin biletleri satışa açılmaya devam ediyor.
30 yıldır Türkiye’de sanat ekosisteminin destekçisi Akbank Sanat, festivalde yer alacak 10 performansı daha duyurdu.
Farklı müzik türlerini bir araya getirdiği programıyla uzun senelerdir büyük bir beğeniyle takip edilen Akbank Caz Festivali, 33. kez kapılarını açıyor. Bu yıl bir kez daha caz dünyasının saygın isimlerini ağırlamaya hazırlanan festivalde, açıklanan 7 konserin ardından, 10 konserin daha biletleri 15 Ağustos itibarıyla satışa çıkıyor. Organizasyonu ve içerik programlaması Pozitif iş birliğiyle gerçekleştirilen festivalde, her bir performans özenle seçilerek sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.
“500 yıllık usullerle caz” olarak tanımladıkları müzikleriyle caza geniş bir zaman aralığında taze bir soluk getiren Sub-Rehavi, 26 Eylül’de, Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde sahne alacak. Caz kontrbasa teknik ve müzikal açıdan pek çok katkıda bulunmuş Niels-Henning Ørsted Pedersen’in ekolünü sürdürmeyi kendisine ilke edinen Yarkın Tuncer; sayısız film müziği bestesinin yanı sıra prodüktör, aranjör ve stüdyo müzisyeni olarak çalışmalarını sürdüren Cem Tuncer ve 26 yıl çalıştığı TRT İstanbul Hafif Müzik ve Caz Orkestrası’ndan 2011 yılında orkestranın şefi olarak emekli olan, farklı nesillerden pek çok müzisyenle çalışmalarını sürdüren gitarist ve akademisyen Neşet Ruacan, 27 Eylül’de, Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde sahne alacak. 2001’den bu yana özgün performanslarıyla dikkat çeken ve Afrobeat efsanesi Orlando Julius’la kayıtlar yapan Ayyuka, 29 Eylül’de, Babylon sahnesinde dinleyicileri psikedelik rock, funk, dub, arabesk ve Afrobeat gibi türlerle örülü bir yolculuğa çıkaracak. 30 Eylül’de ise yine Babylon sahnesinde Gabi Hartmann; fado geleneklerinden modern caza uzanan geniş bir alanda, çok dilli ve çok renkli müzikleriyle dinleyicilerin karşısında olacak.
Festivalin en özel anlarından biri de 3 Ekim akşamı, Akbank Sanat’ta cazın efsane isimlerinden Wayne Shorter anısına gerçekleştirilecek performansla yaşanacak. Wayne Shorter Tribute Band, yorumladıkları Shorter parçalarıyla, müzisyenin yaşamının ve köklü mirasının kutlandığı, Hakan Tüfekçi ve Hakan Atala sunumuyla özel bir performansa imza atacak. Aynı tarihte Cemal Reşit Rey Konser Salonu ise Sissoko Segal Parisien Peirani’den iki virtüöz duo’nun bir quartet formunu aldığı sıra dışı buluşmaya ev sahipliği yapacak.
‘Parıldayan bir çağdaş sanat öncüsü’ olarak tanımlanan Zoe Rahman, yeni albümü ‘Colour of Sound’un turnesi kapsamında, 4 Ekim’de trio’suyla Akbank Sanat’ta sahne alacak. Aynı tarihte Ella and Louis Tribute konserinde, Türkiye cazının usta trompetçisi Şenova Ülker ve etkileyici doğaçlamalarıyla beğeni toplayan caz vokalisti Cemre Necefbaş, Armstrong ve Fitzgerald’ın ortak kayıtlarından oluşan bol swingli bir repertuar ile 04 Ekim’de, şehrin köklü caz kulübü Nardis’de olacak.
Şehre bıraktığı derin caz izleri ile anılan Mehmet Uluğ anısına, festival kapsamında her yıl düzenlenen Mehmet Uluğ Gecesi’nin bu yılki edisyonu için İlhan Erşahin & Friends, 6 Ekim akşamı Babylon’da dinleyicileriyle buluşacak. 30 yıllık müzik yolculuğuyla tınıları dünyanın dört bir yanına uzanan eserlere imza atan Erik Truffaz ise 7 Ekim’de Babylon’daki “Rollin’ & Clap!” performansıyla yeniden ‘şehre dönüyor’.
Sub-Rehavi
26 Eylül Salı – 20:00
Yeldeğirmeni Sanat Merkezi
Piyanoda Serhan Adem ve davulda Gökçe Gürçay’dan oluşan Sub-Rehavi, usulleri ve makamları temel alarak yeni besteler oluşturuyor. Kendi tabirleriyle yaptıkları müziğin tanımı “500 yıllık usullerle caz”. İkili usullerin geniş zamanlarında ve piyanonun makamlarında gezinerek tazeleyici bir etki çıkarıyor ortaya.
Sub-Rehavi, 2022’de Fransa merkezli plak şirketi Tchai Records aracılığıyla üç tematik albüm birden yayımladı: İkilinin orijinal bestelerinden oluşan VELVELE, canlı kayıtları albümleştiren LIVE at SOUNDIDEA ve aralarında Cenk Erdoğan, Serkan Emre Çiftçi, Bilal Karaman gibi müzisyenlerin de bulunduğu misafirleriyle kaydettikleri parçalardan oluşan Mİ SA FİR. Yakınlarda ilk ABD turnesini de gerçekleştirecek olan ikili, 26 Eylül’de, Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde 33. Akbank Caz Festivali’nin konuğu olacak.
Serhan Adem: Piyano
Gökçe Gürçay: Davul
Yarkın Tuncer, Cem Tuncer ve Neşet Ruacan
27 Eylül Çarşamba – 20:00
Yeldeğirmeni Sanat Merkezi
Caz kontrbasa teknik ve müzikal açıdan pek çok katkıda bulunmuş Niels-Henning Ørsted Pedersen’in ekolünü sürdürmeyi kendisine ilke edinen Yarkın Tuncer; sayısız film müziği bestesinin yanı sıra prodüktör, aranjör ve stüdyo müzisyeni olarak çalışmalarını sürdüren Cem Tuncer ve 26 yıl çalıştığı TRT İstanbul Hafif Müzik ve Caz Orkestrası’ndan 2011 yılında orkestranın şefi olarak emekli olan, farklı nesillerden pek çok müzisyenle çalışmalarını sürdüren gitarist ve akademisyen Neşet Ruacan’dan 33. Akbank Caz Festivali’ne özel bir performans. 28 Eylül akşamı Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek konseri kendileri şu sözlerle anlatıyor: “Defalarca birlikte müzik yaptığımız arkadaşlar ile bu defa bir üçlü oluşturduk. İki gitar ve bir kontrabas, müzik frekansları açısından oldukça geniş bir aralığı kapsar. Böyle bir gruptan, onlar için özel yazılmış bir müziğin icrası beklenirdi. Oysa bizler, caz müziğine çok emek vermiş kişiler olarak, bu görev dağılımını müzik sırasında yapmaya alışığız. Böylece gerek özgün besteler, gerek de bilinen caz eserleri ile programlayacağımız bu konser, ilk ve aynı ile tekrarı olamayacak bir icraat olacaktır. Heyecanımızı paylaştığınız için teşekkür ederiz.”
Yarkın Tuncer: Kontrabas
Cem Tuncer: Gitar
Neşet Ruacan: Gitar
Ayyuka
29 Eylül Cumartesi – 22:00
Babylon
Retro çılgınlığına yakalanmadan, Türkiye psikedelik müziğini kendi sesleriyle yeniden birleştiren Ayyuka, 2001’den bu yana özgün işitsel ifade biçimleri geliştirmeyi başardı. Dick Dale, John Frusciante, Erkin Koray ve Orhan Gencebay gibilerinden ilham alarak gitar ağırlıklı bir tınıya ulaşsalar da film müzikleri ve doğaçlamaya yönelik tutkuları, parçalarda beklenmedik köşelerle karşılaşmamıza sebep oluyor. Sonic Youth ve Jonathan Richman’la aynı sahneyi paylaşan, Afrobeat efsanesi Orlando Julius’la kayıtlar yapan Ayyuka, Calibro35 üyesi Tommaso Colliva ile ortaklaştıkları Maslak Halayı albümünü 2019’da Tantana Records etiketiyle yayımlamıştı. Sırada dört enstrümantal parçadan oluşan bir EP var. Zaman Ziyan adlı koleksiyonun, dinleyiciler için farklı müzikal manzaralardan oluşan bir kaleydoskop etkisi taşıyacağının ipuçları veriliyor. Funk, dub, arabesk ve Afrobeat gibi türlere bulanan bu yolculuğun ilk performanslarından biri 29 Eylül’de Babylon sahnesinde olacak.
Alican Tezer: Davul
Altan Sebüktekin: Bas
Ahmet Kul: Gitar
Özgür Yılmaz: Vokal, gitar
Gabi Hartmann
30 Eylül Cumartesi – 22:00
Babylon
Paris’te Fransız şansonları ve dünyanın dört bir yanından pop – rock müzikler çalan bir evde büyümüş Gabi Hartmann. Brezilya müziklerine duyduğu tutku, onu iki yıl yaşayacağı Rio’ya çekmiş; Londra’da etnomüzikoloji eğitimi almış. Amy Winehouse’dan yorumlarını dinleyerek keşfettiği Ella Fitzgerald, Frank Sinatra, Nat King Cole gibi efsaneler ve farklı coğrafyaların müziklerine yönelik merakı, eklektik besteciliği ve yorumculuğunu şekillendirmiş. Fransızca, Portekizce, İngilizce ve Arapça sözlere sahip parçalarında fado geleneklerinden modern caza uzanan geniş bir alanı kat ediyor Gabi Hartmann. Paris-New York hattında, Jesse Harris prodüktörlüğünde kaydedilen ve kendi ismini taşıyan ilk albümü, 2023’ün ilk günlerinde yayımlandı. 14 parçalık koleksiyon, Hartmann’ın müzikal kimliğinin DNA’sında bulunan tüm çeşitliliği yaşatıyor. Geçtiğimiz Melody Gardot ve Jamie Cullum gibi isimlerden önce de sahne alan Gabi Hartmann, 33. Akbank Caz Festivali kapsamında 30 Eylül akşamı Babylon’da.
Gabi Hartmann: Vokal, gitar
Bruno Marmay: Davul
Elaine Beaumont: Kontrbas
Abdoulaye Kouyaté: Gitar
Wayne Shorter Anısına
3 Ekim Salı – 19:00
Akbank Sanat
“Bana göre ‘caz’, bir anlamda ‘sana meydan okuyorum’ demek.”
1950’lerin ortalarından başlayan müzik kariyerinde Miles Davis’in ikonik beşlisiyle çalarak ün kazanan, Weather Report ile caz dünyasında yenilikçi bir stilin kapılarını aralayan çığır açıcı bir müzik dehasıydı Wayne Shorter. 2 Mart 2023’te 89 yaşında aramızdan ayrılan efsanevi figürün anısına 33. Akbank Caz Festivali kapsamında özel bir performansa davetlisiniz. En sevilen albümlerinden esintiler taşıyan repertuvarıyla Wayne Shorter Tribute Band’in sahne alacağı gece, müzisyenin köklü mirasının özlü bir kutlaması olacak. Kariyeri boyunca 11 Grammy Ödülü, Yaşam Boyu Başarı Grammy Ödülü ve NEA Jazz Ustalık Ödülü gibi prestijli ödüllerle onurlandırılan Wayne Shorter’ın Speak No Evil, Juju, Night Dreamer gibi klasik kayıtlarında yer alan parçaları Engin Recepoğulları, Can Çankaya, Alper Yılmaz ve Ediz Hafızoğlu’dan oluşan grubun yorumuyla dinleyeceğimiz konser, Hakan Tüfekçi ve Hakan Atala sunumuyla 3 Ekim akşamı Akbank Sanat sahnesinde.
Engin Recepoğulları: Saksafon
Can Çankaya: Piyano
Alper Yılmaz: Bas
Ediz Hafızoğlu: Davul
Sissoko / Segal / Parisien / Peirani “Les Egarés”
3 Ekim Salı – 20:30
Cemal Reşit Rey Konser Salonu
İki virtüöz duo’nun bir araya gelip bir quartet formunu aldığı, heyecan verici bir buluşma Sissoko Segal Parisien Peirani. 2019 yazında bir gece Lyon’da, plak şirketi Nø Førmat!’ın 15. yaşını kutlamak için gerçekleşecek bir performans ile başlıyor Ballaké Sissoko, Vincent Segal, Vincent Peirani ve Émile Parisien’in serüveni. Kora, çello, akordeon ve saksafon dörtlüsü, 2+2’nin 4 değil; 1 ettiğini ispatlıyor sihirli bir biçimde. Bu birlikteliğin ilk çıktısı olan 10 şarkılık Les Égarés için bir albüm yerine “oyun alanı” yakıştırmasını tercih ediyorlar. Ses paletinde herhangi bir vurmalı olmasa da ritmik kurgusuyla tesiri altına alan bir diyaloglar bütünü Les Égarés. Diyalog konusuna da Vincent Peirani şöyle açıklık getiriyor: “Hiçbirimiz ‘performans’ sergilemiyorduk. Müzik, bir şey ‘söylemeye’ ihtiyaç duymadan iletişim kuruyordu. Önceleri hiçbirimiz gerçeğe sahip değildik; yaptığımız şey onu birlikte bulmaktı.” Paris menşeli Sissoko Segal Parisien Peirani, 3 Ekim akşamı Cemal Reşit Rey’de sahne alacak.
Ballaké Sissoko: Kora
Vincent Segal: Çello
Vincent Peirani: Akordeon
Émile Parisien: Saksafon
Zoe Rahman Trio “Colour of Sound”
4 Ekim Çarşamba – 19:00
Akbank Sanat
“Tınısı özgünlükle dolu; birinci sınıf bir sanatçı, besteci ve yorumcu… Zoe, İngiltere’nin en güçlü besteci seslerinden ve önemli çağdaş sanatçılardan biri olarak parlıyor.” Zoe Rahman hakkındaki bu tanımlamayı, Avrupa’nın en köklü şarkı yazarı birliklerinden Ivors Academy yapmış. Caz estetiğini klasik müzik geçmişi, ailesinin Bangladeş’e uzanan kökleri ve alabildiğine geniş müzikal zevkiyle harmanlayan Rahman, bugüne dek MOBO ve Ivors Composers Awards gibi mecralar tarafından ödüllendirildi; 2006’ya tarihlenen Melting Pot albümüyle prestijli Mercury Prize’a aday gösterildi. Temmuz 2023’te Manushi Records etiketiyle yayımlanan son albümü Colour of Sound, her durağında farklı duygu durumlarını yaşatan bir kayıt. Alec Dankworth ve Gene Calderazzo ile oluşturduğu triosuyla hayat verdiği albüm, diskografisinin en yüksek enerjili işlerinden biri. Kendi projelerinin yanı sıra Penguin Cafe Orchestra, Courtney Pine, George Mraz, Yoko Ono ve Reem Kelani gibilerine de çeşitli kayıtlarda eşlik eden Zoe Rahman, Colour of Sound albümünün turnesi kapsamında 4 Ekim akşamı Akbank Sanat’a uğrayacak.
Zoe Rahman: Piyano
Alec Dankworth: Kontrbas
Gene Calderazzo: Davul
Tribute to Ella & Louis
4 Ekim Çarşamba – 21:30
Nardis
Ella Fitzgerald: Louis, Louis o kornoyu bırak artık. Sen hiç yorulmaz mısın?
Louis Armstrong: Kalbimin derinliklerinde bebeğim, hiç yorulmam.
(“Would You Like to Take a Walk” şarkısından)
Caz tarihinin efsaneleri Louis Armstrong ve Ella Fitzgerald, 50 yılı aşan kariyerlerinde birçok unutulmaz performans ve kayda imza attı. Bu iki duayeni kariyerlerinin zirvesindeyken bir araya getiren Ella and Louis (1956) ve Ella and Louis Again (1957) albümleri ise caz düet kanonunda yerini almış iki başyapıt oldu. 33. Akbank Caz Festivali’nde ilk kez sahnelenecek Ella and Louis Tribute konserinde, Türkiye cazının usta trompetçisi Şenova Ülker ve etkileyici doğaçlamalarıyla beğeni toplayan caz vokalisti Cemre Necefbaş, Armstrong ve Fitzgerald’ın ortak kayıtlarından oluşan bol swingli bir repertuar ile seyirci karşısına çıkarak iki efsanenin anısını yaşatacak. İkiliye Önder Focan, Aydın Balpınar ve Mert Can Bilgin’in eşlik edeceği konser, 4 Ekim akşamı şehrin köklü caz kulübü Nardis’te gerçekleşecek.
Cemre Necefbaş: Vokal
Şenova Ülker: Trompet, vokal
Önder Focan: Gitar
Aydın Balpınar: Bas
Mert Can Bilgin: Davul
Mehmet Uluğ Gecesi: İlhan Erşahin & Friends
6 Ekim Cuma – 22:00
Babylon
Mehmet Uluğ’u ve şehrin müzik hayatına bıraktığı derin izleri, aramızdan ayrılışının onuncu yılında anmak için 6 Ekim akşamı Babylon sahnesinde buluşacağız. Akbank Caz Festivali’nin her edisyonunda düzenlediği Mehmet Uluğ Gecesi’nin bu edisyonunda sahne İlhan Erşahin ve konuklarının olacak. 2005’te, Erşahin’in diğer projelerinden farklı olarak birlikte çalabileceği bir “session grubu” hayaliyle hayat verdiği İstanbul Sessions, 2010’a tarihlenen ilk albümünden bu yana sürekli ilhamı farklı yer ve zamanlarda bulmaya devam ediyor. Bugüne dek Erik Truffaz’dan Arto Tunçboyacıyan’a pek çok ilham verici müzik insanıyla yolları kesişen İlhan Erşahin, Mehmet Uluğ Gecesi’nde de özel konuklarla karşımızda olacak.
Erik Truffaz “Rollin’ & Clap!”
7 Ekim Cumartesi – 22:00
Babylon
30 yıldır akışın tersine kulaç atmaya, ondan beklenenleri ya da sıkıştırılmaya çalıştığı kalıpları yok sayarak üretmeye devam ediyor Erik Truffaz. Trompeti bir enstrümandan ziyade, içinden geçen her şeyin derinlerinde gömülü olan duyguları çıkarmak için bir araç olarak kullandığı müzikal yolculuğunda çeşitliliği en başa koyduğu arayışlarını yankılıyor. Nitekim bu arayışlar yolunu Ganj Nehri’nin kıyılarında bir albüm kaydına, Malili diva Rokia Traoré ile melodiler çağırmaya, sinematik anlatılara ya da senfoni orkestralarına besteler yapmaya çıkardı. La Strada, L’Ascenseur Pour L’Echafaud, River of No Return gibi sinemanın altın çağından klasiklerin tema müziklerine kendi yorumunu getirdiği Rollin’ albümüyle yeniden Blue Note Records kataloğuna dönen Erik Truffaz, bugüne dek pek çok renkli anı biriktirdiği İstanbul’a yeni bir hikâyeyle dönüyor. Sıradaki buluşmamız, 7 Ekim akşamı Babylon sahnesinde.
Erik Truffaz: Trompet
Marcello Giuliani: Bas
Alexis Anérilles: Fender Rhodes
Matthis Pascaud: Gitar
Raphaël Chassin: Davul
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı