Okuyan Anne, “Yöneticilik Pozisyonundan İstifa Ettim"

“Okuyan Anne” olarak da anılan  eğitimci ve yazar Pınar Yeşiltay Sevim, sosyal medya hayatına başlangıcını anlatmasının yanı sıra KidzBrain Oyun ve Etkinlik Merkezine ait merak edilenleri merak edilenleri anlattı.

  • 18 Ocak 2023
  • 49 kez görüntülendi.
Okuyan Anne, “Yöneticilik Pozisyonundan İstifa Ettim"

“Okuyan Anne” olarak da anılan  eğitimci ve yazar Pınar Yeşiltay Sevim, sosyal medya hayatına başlangıcını anlatmasının yanı sıra KidzBrain Oyun ve Etkinlik Merkezine ait merak edilenleri merak edilenleri anlattı. Yeşiltay Sevim, çocukları sosyal medyadan tamamen uzak tutmanın mümkün olmadığını belirterek sosyal medya kullanımında kontrolün önemli olduğunu aktardı. 

Sosyal medyada “Okuyan Anne” adıyla bilinen, eğitimci ve Çocuk Gelişim Uzmanı Pınar Yeşiltay Sevim, meslek hayatına başlangıç sürecini anlatarak ebeveynliğe ilişkin görüşlerini aktardı. “Annem Demişti” ebeveyn kitabını yazdıktan sonra nadasa çekildiğini, sadece gazete ve dergilerde yazılarını yazmaya devam ettiğini anlatan Pınar Yeşiltay Sevim, şimdilerde yeniden bir kitap üzerinde çalıştığını ayrıca beyin ve arka oyunları ile ilgili bir kitap taslağının olduğunun müjdesini verdi. 

 

YAZI ARASI REKLAM ALANI

“SOSYAL MEDYA PLATFORMU DAHA TİCARİ DAHA KAPİTALİST MECRA HALİNİ ALDI”

Sosyal medya macerasının 2012’de kızının doğumu ile başladığını belirten Sevim, “O zamanlarda sosyal medya bilgi paylaşımı anlamında bu kadar popüler değildi ve annelerin toplanma merkezi gibi hizmet ediyordu. O zamanla başlayan anne topluluklarının hala görüştüğüne şahit oluyorum ve o toplulukların temeli İnstagram’da atıldı. Bu sosyal medya platformu zamanla daha ticari, daha kapitalist bir mecra halini aldı ve İnstagram butikleri doğdu. Şimdilerde daha fazla tüketim odaklı olarak kullanılsa da hala çok verimli paylaşımlara ve buluşmalara rastlamak mümkün. Facebook ile başlayan İnstagram ile ilerleyen ve Telegram, Linkedin gibi spesifik platformlarla devam eden sosyal medya yolculuğunda çok güzel dostlar edindiğimi, çok faydalı eventlerde bulunduğumu ve ihtiyaç duyduğum desteği gördüğüm gibi birçok kişiye destek olmaya çalıştığımı söylemek mümkün” dedi. 

 

“SOSYAL MEDYADA NE OLDUĞUNUZDAN ZİYADE İÇERİĞİN KALİTESİ ÖNEMLİ OLAN”

Sosyal medyada kendisini eksik ya da fazla gösterme çabasında olmadan kızıyla oynadığı, ders çalıştığı halleri anlık olarak paylaştığını ifade eden Sevim, sosyal medyadaki vitrin görüntüsüyle ilgili “Sosyal medyada ne olduğunuz ve vitrininizin ne olduğundan ziyade o vitrinden içeriye girince karşılaşılan kumaşın kaliteli olup olmadığı bence önemli olan. Ben içeriğin kalitesini önemsiyorum. Örneğin çocuk arkada bas bas bağırırken, salt gösterişli videolar çekmek için çocuğunun ağlamasını yok sayan ve çok popüler kişilere şahit oluyoruz. Oysa vitrinde şaşalı bir pırlanta varken, arka planda ağlayan mutsuz bir çocuk varsa, o vitrin ne kadar parlarsa parlasın benim gözümde yok hükmündedir” dedi. 

 

“SOSYAL MEDYA NASIL KULLANDIĞINIZA GÖRE DEĞİŞİYOR”

Sosyal medyanın avantajları ve dezavantajları konusunda açıklama yapan Sevim, “Geleneksel medyada var olmak daha zorken sosyal medyada yer almak ve viral olmak çok daha kolay ve masrafsız. Ancak şöyle de bir durum var; sosyal medyada herkes varken yerel, ulusal ya da uluslararası medyada herkesin yer alması mümkün değil. Hali ile rekabet farklılaşma gerektiriyor. Ben hem geleneksel medya hem de sosyal medya kanallarında projeler üreten biriyim. Sosyal medyada filtre, kontrol çok az olduğu için kaliteli içerikleri seçmek zorlaşıyor zira çok fazla uyaran ve içeriğe maruz kalıyoruz. Geleneksel medyada bu filtre sistemi biraz daha rafine olmayı sağlıyor ve her zaman olmasa da kaliteli içeriğe ulaşmak kolaylaşıyor. Sosyal medyanın daha avantajlı ya da daha az avantajlı olduğunu söylemek mümkün değil. Tamamen sizin hangi amaçla nasıl kullandığınıza göre değişiyor” ifadelerini kullandı. 
Sosyal medyaya çocuklarının erişiminin giderek kolaylaşması üzerine Sevim, çocukları tamamen uzaklaştırmanın mümkün olmadığını söyleyerek çocuklarının akranlarının var olduğu bir dünyada onları o dünyadan izole etmenin çok zor olduğunu ifade etti. 

 

“KUŞLAR UÇAR, BALIKLARA YÜZER, ÇOCUKLAR OYNAR VE İNSANLAR OKUR”

Sosyal medyada “Okuyan Anne” adıyla tanınan Pınar Yeşiltay Sevim, bu ismi seçmesinin en önemli sebebinin kitap ve eğitimin hayatında olmazsa olmaz olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Gelişim ve eğitimin sınırının ve sonunun olmadığına inananlardanım, bu nedenle de hep okurum. Okurken gerçekten keyif alıyorum. Evimde 7000’e yakın kitabım ve kocaman bir kütüphanem var. Hayattaki mottom ‘Kuşlar uçar, balıklara yüzer, çocuklar oynar ve insanlar okur’ Kuşların uçması, balıkların yüzmesi, çocukların oynaması gibi bir şey benim için okumak. İşte kitap, kalemle olan ilişkim ve kızımın doğumu ve anneliğimin ilk yıllarına denk gelince İnstagram adım da ‘okuyananne’ oldu. Şimdilerde ismimden çok okuyananne olarak biliniyorum ve inanın bu bana büyük keyif veriyor.”

 

“HİÇBİR ANNE EVLADINDAN ÖNCEKİ BİREY OLMUYOR”

Aynı zamanda anne çocuk olma yolunda bir blogu olan Pınar Yeşiltay Sevim, bu konuda durma sebebini “Her çocuk doğduğunda bir anne doğuyor ve hiçbir anne evladından önceki birey olmuyor artık. Görev, sorumluluk falan değil sadece söylemek istediğim duygu, içgüdü, hayata bakış olarak da tamamen değiştiren bir süreç ebeveynlik. Ebeveynliği anneler daha gebelikte hissetmeye başlarken babalar çocuklarının doğumundan sonra anlamaya başlıyorlar. Özellikle ilk üç yıl birincil bakım veren kişi genellikle anne oluyor ve kadının bu süreçte anlaşılmaya ve yalnız olmadığını hissetmeye ihtiyacı var. Anlaşıldıktan sonra da diğer deneyimli annelerin paylaşımları ile gelişmeye gereksinim duyuyorlar.

İşte benim bloğum da hem kendi duygu ve deneyimlerimi paylaşmak hem de diğer annelere destek olmak amacıyla kuruldu” ifadelerini kullanarak anlattı. 

 

“15 AYDAN LİSEDEKİ ÇOCUĞA KADAR DESTEK VEREN KURUM HALİNE GELDİK”

Kidz Brain Oyun ve Etkinlik Merkezi’ni kurarken çocuğa ve çocukla ilgili olan her konuya yargısız, yansız, ölçülebilir ve oyunlaştırma bakış açısı ile katkıda bulunmayı amaç edinmiş, çocukların gelişim alanlarına yönelik oyunlarla destekleyen bir merkez olmayı hayal ettiklerini söyleyen Sevim, “Kidz Brain’de misyon olarak çocukların ve ailelerin gerçek performanslarına ulaşmalarını sağlamak, mevcut performanslarını desteklemek ve artırmak; doyum, mutluluk ve başarma hissini tatmayı hedefledikleri bu değişim süreçlerinde onlara bilişsel, duyusal ve gelişimsel temelli oyunlarla destek vermek için yola çıktık. Bugün dönüp baktığımda binlerce 15 aydan lisededi çocuğa destek veren bir kurum haline geldiğimizi ve uluslararası arenada bilindiğimizi referans alındığımızı görüyoruz. Bu gurur verici” dedi. 

 

SPESİFİK UZMANLIK ALANLARI BULUNUYOR

Kurum içinde çocuklara yönelik bu programları uygularken, özellikle başka eğitim kurumlarının öğretmen ve eğitimci eğitimlerini düzenliyor, alış-veriş merkezlerinin çocuk etkinliklerine destek olunduğunu aktaran Sevim, KidzBrain’de akıl zeka oyunları, kalem kağıt oyunları, duyu oyunları, gelişim takipli oyun grupları ve hızlı okuma grupları ile etik kurallar dahilinde çocuk odaklı çalışmalar yürütmekteyiz. DEHB, Özgül Öğrenme Güçlüğü, Çocuk Testleri Uygulayıcılığı gibi spesifik uzmanlık alanlarımız var. Kurumumuzda Klinik psikologlar, çocuk gelişim uzmanları ve sanat öğretmenleri, eğitmenlerinin çalıştığını belirtti.

Eğitimci eğitimleri, Robotik Kodlama Eğitmenliği, Akıl Zeka Oyunları öğretmen eğitimleri, Motivasyon konuşmacılığı, formatörlük ve beyin antrenörlüğü gibi alanlarda bizzat çalışmaktayım. Beyin Antrenörlüğü uluslararası çalışmalarımın Mart Nisan ayı gibi akreditasyonunu alacağını aktaran Sevim, “Gamification alanında bir projemiz var. Ayrıca Federasyona bağlı İzmir il uygulayıcı formatörlüğü ile ülke çapında turnuvalar yapacağız. Organizasyon ve çocuk-kadın-aile üzerine çalışmalarımız devam ediyor. Sürpriz bir çocuk köyü gelebilir. Yakın zamanda” dedi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

REKLAM ALANI