Üretim Sürecine Katılım Projesi, İzmir’de tanıtıldı

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKAN YARDIMCISI PROF. DR. LÜTFİHAK ALPKAN, İZMİR’DE KATILDIĞI ÜRETİM SÜRECİNE KATILIM PROJESİ’NİN TANITIM TOPLANTISINDA PROJENİN DOĞRUDAN İSTİHDAM SAĞLAYAN BİR MODEL OLDUĞUNU SÖYLEDİ.

  • 03 Kasım 2022
  • 49 kez görüntülendi.
Üretim Sürecine Katılım Projesi, İzmir’de tanıtıldı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan, İzmir’de katıldığı Üretim Sürecine Katılım Projesi’nin tanıtım toplantısında projenin doğrudan istihdam sağlayan bir model olduğunu söyledi. Lütfihak Alpkan, projede gençlerin 3 aylık masrafını devlet tarafından karşılanacağını ve 6 ay da destek verileceğini belirterek, “Burada nitelikli olan yerel ve uluslararası işgücünün İzmir’in KOBİ’lerine kazandırılması söz konusu” dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Uluslararası Göç Örgütü ve İŞKUR işbirliğinde geliştirilen, “Üretim Sürecine Katılım Projesi”nin tanıtımı İzmir’de yapıldı. Bir otelin toplantı salonunda yapılan tanıtım programına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan, İzmir Vali Yardımcısı Hüseyin Karameşe, İzmir Ticaret Odası (İZTO)Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Akdaş, Uluslararası Göç Örgütü Türkiye Misyon Şefi Gerard Karl Waite ve kurum temsilcileri katıldı.

“Doğrudan istihdam sağlayan bir model”

YAZI ARASI REKLAM ALANI

Programda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan, projenin tekstil, makine, gıda, mobilya ve kimya sektörlerini destekleyeceğini, proje çerçevesinde imalat sektöründe faaliyet gösteren işyerlerinin nitelikli işgücünün istihdam edilmesinin desteklenmesi amaçlandığını söyledi. İstihdam ve mesleki eğitim konusunda büyük bir deneyime sahip olduklarını belirten Bakan Yardımcısı Lütfihak Alpkan, “Fakat bu projenin bizzat bakanımızın fikri olarak eğitimden de bağımsız doğrudan istihdam sağlayan bir model. Bakanlığımız aslında uluslararası fonlar vasıtasıyla çok çeşitli projeler yapıyorlar ve buna koruma altındaki yabancılar da dahil. Bakanlığımız, AB fonlarının dağıtım otoritesi olarak sosyal yardımlar, istihdam, eğitim ve sağlıkla ilgili projelerin yönetiminden sorumlu. Genç ve kadın istihdamı, engelli, yaşlı bakımı, onların da çalışma hayatına katılımı, çocuk işçiliği ile mücadele gibi konular olmak üzere birçok konuda bilgi birikimimiz oluştu. Uluslararası örgütlerle işbirliği yaparak çok taraflı projeler yapıyoruz. Dünyanın ve Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı insan üretimi gelişmelerine entegre olmak durumundayız. Bu projenin de bu bağlamla uluslararası, yerel, göç ve istihdam ayağı var. Yerel inisiyatiflerin de çok önemli olduğunu görüyoruz bu noktada. Bize fon sağlayan uluslararası taraflara da müteşekkiriz” dedi.

“Dinamik bir insan kaynağı yatırımına ihtiyacımız var”

Sanayi ve eğitim kuruluşları arasında bir bağ kurulması gerektiğini ifade eden Alpkan, günümüzde çok büyük bir değişimin olduğunu ve bazı mesleklerin eskimeye başladığını söyledi. Alpkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bazen değiştirdiğimiz şeylerin de modeli hemen geçebiliyor. Neyin tutacağını bilmenden de ona büyük yatırım yapamıyoruz. Şu an mesleklere mi yoksa becerileri mi önem verelim sorusu da ortaya çıkıyor. 4. Sanayi Devrimi’ne geldik, yazılım veren bir bölüm açıyoruz ama 2030’dan sonra yapay zeka kendi yazılımını kendi mi yapacak acaba? Bütün yükü eğitim kurumlarının üzerine yüklememek lazım, gençlere de. Gençler zaten iş aramaya başladığın 5 yıl tecrübe ve yabancı dil talebi ile karşılaşıyorlar. Böyle bir süreçte dinamik bir insan kaynağı yatırımına ihtiyacımız var. KOBİ’lerimiz bazı durumlarda bunu maliyet, külfet olarak görüyor.

“Burada nitelikli olan yerel ve uluslararası işgücünün İzmir’in KOBİ’lerine kazandırılması söz konusu”

Proje hakkında bilgiler veren Alpkan, yeni jenerasyondan umutlu olduğunu söyleyerek, “Türkiye’nin geleceğini onlar inşa edecek. Bu proje daha önce Gaziantep’te başladı, Bursa’da devam etti ve İzmir’de devam edecek. Bu projede de gençlerimizin 3 ay masrafını devletimiz karşılayarak, 6 ay da teşvik verilecek. Bu 9 ayın ardından amacımız gençlerimizin o işletmeye katkı sağlamaları. Bu çerçevede projeye 300 kişi dahil edilecek, bu 300 kişinin 150’si Türk kontenjanına, diğer 150’si ise yabancı uyruklu kontenjanına ayrıldı. Böylelikle yabancı işgücünün kayıt altına alınabilmesi sağlanacak. Burada nitelikli olan yerel ve uluslararası işgücünün İzmir’in KOBİ’lerine kazandırılması söz konusu” ifadelerini kullandı.

“Verilen eğitimle sektörün istediği kalifiye birbiriyle örtüşmüyor”

İzmir’deki işsizlik verileri hakkında konuşan İzmir Vali Yardımcısı Hüseyin Karameşe ise İzmir’de işsizlik oranının yüzde 14 olduğunu ifade ederek, “İşsizlerin büyük oranı ne yazık ki genç işsiz. 270 bin civarında işsiz var, Bizim gençlerimiz ne yazık ki piyasada iş bulamıyor. 130 bin İŞKUR’a iş istiyorum diye gelen var, fakat sektör de 100 bin lazım diye İŞKUR’a başvuruyor. Peki bunlar niye örtüşmüyor? Özellikle bu konudaki lider kuruluşlarla çalışıp neden iş bulamadıklarını tespit etmeye çalıştık. Örgün eğitimde verilen eğitimle sektörün istediği kalifiye birbiriyle örtüşmüyor. Eğitim kaliteli ama sektörün istediği nitelikler farklı. Bu sorunu muhakkak gidermemiz lazım. Üniversiteden mezun olan bir öğrencinin ek bir çalışmaya kursa ihtiyaç duymadan alanında sektörün istediği niteliklerle örtüşmesi gerekiyor. Bu İzmir’in önemli sorunlarından bir tanesi. Bunun gibi projelerin başta gençlerimiz kadınlarımız ve işsizlerimize çare olmasını istiyorum” dedi.

“İzmir, Türkiye’deki en canlı ekonomik merkeze sahip il”

Uluslararası Göç Örgütü Türkiye Misyon Şefi Gerard Karl Waite ise Türkiye’nin çok yüksek sayıda göçmene ev sahipliği yaptığını belirterek, “İş piyasasına göçmenlerin dahil edilmesi çok önemli bir rol oynuyor. İzmir, Türkiye’deki en canlı ekonomik merkeze sahip il. Metal, kimya, makine ve tekstil olmak üzere birçok endüstri sektörleri var. Türkiye ekonomisin itici gücü olarak İzmir iş gücüne katılımın genişlemesine katkıda bulunmaktadır. Fakat belli başlı sektörlerde iş gücü talebini karşılamak çok zor. Türk vatandaşlarının ve yabancıların doğru bir şekilde iş gücüne dahil edilmesi gerekiyor. Hem göçmen hem Türk çalışanlar olarak geçim kaynakları kalkınacak ülke ekonomisine büyük katkıda bulunacak ve sosyal uyumu güçlendirecektir” diye konuştu.

“Kentimizin ekonomisinin canlanmasına büyük katkı yapacaklarını düşünüyoruz”

Projenin destek verdiği sektörlerin İzmir ekonomisinin ağırlığını taşıyan, istihdam deposu olarak katkı veren sektörler olduğunu söyleyen İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler ise “Bu alanda imalat yapan üyelerimizin yeni istihdam olanaklarıyla kentimizin ekonomisinin canlanmasına büyük katkı yapacaklarını düşünüyoruz. Yeni istihdam yapmayı planlayan işletmelerin projeye dahil olması konusunda çağrılarımızı yaptık. Projenin gerçekleşmesine de destek vermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

REKLAM ALANI